17 Aralık 2015 Perşembe

Minik dünyalara harikalar yaratmak... DIY

Konu çocuk olunca herkesin yüzünde bir gülümseme oluşur, hele ki konu kendi çocuğunuzsa mutlu olması için elinizden gelen herşeyin en iyisini yapmaya çalışır. İstediği her oyuncağı alır, gitmek istediği yerlere götürür,en sevdiği program başlasa bile bir sözüyle o günü çizgi film izleyerek ya da parka giderek geçirebilir. Yani konu "EVLAT" olunca yer yerinden oynar. Her zaman o güzel oyuncakları alamayabiliyoruz ama pintrest sağolsun bir sürü fikirle beni heyecanlandırıp "vay be bunu nasıl düşünmüşler? " dememi sağlıyor. Pintrest ' ı her açtığımda bunu mutlaka yapmalıyım dediğim bir şey muhakkak çıkıyor. Geçen aylarda Eylül ' e oyuncak ahşap bir mutfak almak istemiştik tabi işin içine girmeden insanın fiyatlardan haberi olamıyor ben ilk alalım diye karar verdiğimizde ne kadar olabilir ki diye düşünmüştüm ta ki fiyatları görene kadar baya 500 tl den başlayan astronomik fiyatları var düşününce koçtaşta da 500 tl ye küçük ama gerçek bir mutfak bulabiliyorsun :) Fiyatları görünce bu sevdadan vazgeçmemiz gerektiğine karar verdik. Sonra başladım ben nasıl yaparım diye araştırmaya mutfaklara baktıkça başka neler yapılabilirler canlandı aklımda baktıkça bir sürü harika fikirlerle karşılaştım ve sizinle de paylaşmaya karar verdim. Umarım beğenir ve uygularsınız ben taşınma işlerimi halledip hemen bir tanesini yapmak istiyorum :)  Pintrest kullanmıyorsanız kesinlikle bir göz atın. Ben pintrest paylaşımlarına devam edicem düşünenlerin aklına sağlık.


Bunları gördükten sonra her türkü eski televizyon dolabı kabulümdür.








Karton bir kutuyla yapılabilecek 1 milyon şey var gerçekten başlayınca bitmiyor :)





Eski masanızı harika bir araba pistine dönüştürebiliriz.










19 Kasım 2015 Perşembe

Fırında Kıymalı Kremalı Karnıbahar

     

         Merhabalar, bu ay blog'umun doğum günü :)  aslında 1. Yıla özel bir çekiliş yapmayı planlıyordum ama yakın bir zamanda canım dedeciğimi zamansız ve de beklenmedik bir şekilde ne yazık ki kaybettik bu yüzden buna ayıracak ne zamanım ne de psikolojim vardı. Bu yüzden çekilişimi başka bir zamana ertelemeye karar verdim.
       Eylül için hem sebze hemde et içeren yemekler yapmaya çalışıyorum. Genelde hergün farklı bir yemek yapmaya özen göstermeye çalışıyorum o yüzden küçük porsiyonlar yapıyorum ki ertesi gün taze yiyebilelim bazen elimin ayarı kaçsada en fazla 2 akşam sürüyor. Bu öğlende haftasonu pazardan alıp bir türlü kullanamadığım karnıbaharı yapmaya karar verdim. Ben karnıbahar seven nadir kişilerdenim sanırım çünkü tanıdığım çoğu insan sevmez bense her türlüsünü bayılarak yerim. Bu sefer belki eşim ve kızım da yer diye nasıl değişik birşey yapabilirim diye düşünürken fırında yapmaya karar verdim. Hem vitaminli hemde lezzetli bir tat isterseniz kesinlikle denemelisiniz.
 Gelelim malzemelere;

Küçük 1 karnıbahar
Yemeklik doğranmış 1 soğan
1 y.k. domates salçası
1 tk biber salçası
1 avuç kıyma
1 tatlı kaşığı sıvı yağ
1/2 çay bardağı su
Tuz
Karabiber
1 pkt krema
150 gr kadar kaşar peyniri

Karnıbarları ayıklıyoruz yıkayıp kaynayan tuzlu suya atıp yumuşayıncaya kadar haşlıyoruz. Haşlanmış kanıbaharları süzüp bekletiyoruz. Tavaya yağ ve soganları koyup soteliyoruz. Soğanlar pembeleşince üstüne kıymayı koyup suyunu çekene kadar pişiriyoruz. Pişen kıymanın üzerine salçalrı ve yarım çay bardağı suyu ilave edip biraz daha pişiriyoruz suyu cekince ocağı kapatıyoruz.  Tepsiye önce karnıbaharların yarısını dizip üstüne kıymayı seriyoruz daha sonra kalan kar ıbaharları üstüne koyup 1 paket kremayı üstünü kapatacak şekilde döküyoruz. Önceden 190 dereceye ısıtılmış fırında 10-15 dakika pişiriyoruz o arada kaşarı rendeliyoruz. Biraz krema çekmeye başlayımca kaşarıda üstüne serip tekrar pişirmeye alıyoruz kaşarlar kızarana kadar pişiriyoruz daha sonra çıkartıp 10 dk dinlendirip servis yapıyoruz.
     Yine benim doğaçlama yaptığım ama sonucun lezzet bombası olduğu bir tarif umarım dener ve beğenirsiniz. En iyi tarafı karnıbaharın pişince gelen kokusunun olmaması karnıbahar olduğunu bilmesem çok anlayabilinecek bir tat değil umarım birkaç kisiye daha karnıbaharı sevdirebilirim. Sevgilerle...









8 Kasım 2015 Pazar

Ev yapımı Supangle






Merhabalar... Bizim gibi tatlı aşıklarının ne kadar çok olduğunu biliyorum. Kızımız da tabiki bize çekmiş tatlıya dayanamıyor. Böyle olunca bende her zaman degişik tarifler deniyorum. Kızıma olabildiğince katkısız yiyecekler yedirebilmek için elimden geleni yapmaya çalışıyorum. En nihayetinde eninde sonunda dısarıdan yemeye başlayacağina göre ne kadar geç yerse o kadar iyi :) Kısacası canınız tatlı istiyorsa mutfağa koşun :))))

Malzemeler:

1 litre süt
1 su bardağı toz şeker 
2 tepeleme yemek kaşığı kakao 
yarım su bardağı buğday nişastası 
Kare boyutlarda 1 paket bitter çikolata

Yapılışı


Önce 1 su bardağı süt ,şeker, kakao ve nişastayı topaklanamayacak şekilde karıştırıyoruz. Daha sonra geri kalan sütü tencereye alıp ocakta orta ateşte karıştırarak pişiriyoruz. Kıvamını alıp kaynamaya başlayınca altını kısıp çikolayayı karıştırıp eritiyoruz. Kaselere servis yapip soğuyunca kaselere boşaltıyoruz. Biz icinde kek senmediğimiz için koymadım ama kaselerin dibine kek parçaları koyup tam bir supangle yemenin keyfine varabilirsiniz. Mutlaka denemelisiniz dışarıdan alınmış gibi harika kıvamda ve tatta oluyor. Şimdiden afiyet olsun.





5 Kasım 2015 Perşembe

Annelerin Akıllı Seçimi: TODİZOO Oyuncakları

Bebekler için oyuncak seçme işi anne babalara düşüyor. Minikler, hem gerçek dünyayı hem de kendi yetenek ve becerilerini önce oyuncaklarla keşfetmeye başlar. Doğal olarak oyuncakların onların gelişiminde rolü çok önemlidir. Oyuncak alırken aradığımız özellikler aslında çok net. Eğitici, eğlendirici ve onlar için tamamıyla güvenli olmaları en önemli özellikler.

Bebekler için oyuncak alırken en önemli kriter, güvenilir markaların oyuncaklarını almak olmalıdır. Sık sık ağzına götüreceği, birlikte uyuyup yemeklerini hatta banyosunu paylaşmak isteyeceği oyuncaklarının ona zararlı olabilecek bir materyal, boya ya da aksesuar içermediğinden emin olmanın tek yolu tercihlerinizi güvenilir markalardan yana yapmak. Bir diğer dikkat edilmesi gereken konu da seçtiğiniz oyuncakların onların gelişimine de katkıda bulunması. Yapacağınız doğru oyuncak seçimlerinizle her gün hayat ve kendisiyle ilgili yeni şeyler öğrenen bebeğinize büyüme macerasında yardımcı olabilirsiniz. 

Tüm bu özellikleri bir arada bulabileceğiniz Todizoo oyuncaklarını inceleyerek, bebeğinizin yaş ve ihtiyaçlarına en uygun olanları tercih edebilirsiniz. 

TODİZOO MÜZİKLİ ÇINGIRAKLAR: Bu sevimli arı ve kelebek çok marifetli. Minik parmakların kolayca basabildiği düğmesi eğlenceli melodiler çalıyor. Ses efektli kanatları ve boncukları ile hem bir çıngırak hem de dişlik olan kanatları tam kaşınan dişlere göre. Üçüncü aydan itibaren tüm bebekler için tercih edilebilir. 

TODİZOO EMEKLEME BÖCEĞİ VE TOSBAĞA: Emekleme nasıl da heyecan verici bir dönem değil mi? Şimdi emekleme çalışmalarına yardımcı olacak iki sevimli arkadaş var. Todizoo’dan Emekleme Böceği ve Tosbağa üstüne basınca ilerliyor, bebeğiniz de onları hevesle takip ediyor. 12 ay ve üzeri bebekler için tam bir emekleme yardımcısıdır.  

TODİZOO ARKADAŞIM SERİSİ: Todizoo’nun bu şirin oyuncakları basıldığında ışıklı düğmeleri ile melodiler çalıyor, “ABC” ve “123” ve birbirinden sevimli kısa cümleler söylüyor. Minikler bu arkadaşları onları çok eğlendirdiği için seviyor, biz de onların el-göz koordinasyonlarını güçlendirip sebep-sonuç ilişkisini öğrenmelerine yardımcı oldukları için seviyoruz. Üçüncü aydan itibaren tüm bebekler içindir. 

 

 

Bir boomads advertorial içeriğidir.

22 Ekim 2015 Perşembe

İlk Turşu Deneyimi



                   

         Bir Türk olarak turşu sevmeyen yoktur herhalde :) ben de o turşu sevenlerdenim hele ki osmanbeydeki pelitte yenen turşular, içilen turşu suları aklıma geldikçe ağzımın suyu akıyor... Çocukluğumdan beri kurufasülye pilav ve turşu üçlüsü favorimdir. Umarım Eylül de sever. Bu sene kendi turşumu yapmak için pazarın yolunu tuttum en tazelerinden aldığim turşuluklarla böyle bir serüvene atıldım. Serüven diyorum çünkü daha önce annem yaparken hiç bakmamıştım. 2 annem de çok güzel turşu yapıyor umarım benim için de sonuç iyi olur ama beklemek zorunda olmak daha da heyecanlandırıyor.

Ben küçük boy lahana ,1 kilo turşuluk salatalık , 750 gr da bahçe biberiyle yaptım.  Lahanalı parçalayıp 1 gece önceden tuz döküp beklettim. Kavanozun dibine 1 avuç nohut koymak gerekiyormuş çabuk mayalansın diye (iyi ki internet var yoksa ne yaparmışız ) yaklaşık 2 litre suya 2 yemek kaşığı kaya tuzu ve 1 bardak üzüm sirkesi ve 1 tatlı kaşığı limon tuzunu karıştırıp hazırladım. Bazılarına pul biber serpiştirdim ki acı olsun diye. Toplamda 2 baş sarmısak kullandım sabrım ancak 2 baş soymaya yetti :) kavonoza nohutların üzerine lahanaları sarmısakları kat kat koydum. Üzerlerine kavonozu kaplayacak kadar su koydum kapağı kapatmadan poşet koydum ki hava almasın. Diğer turşulukları da aynı şekilde yaptım sadece biberlerin başlarını koparttım. Salatalıklarım az gelince kalan lahana ve biberleride içine kattım internette salatalıklara delikler açın diyordu ama ben 3 tanesinden sonra vazgeçtim umarım güzel olur.  Bakalım bekleyeceğim nasıl olacak becerebilmişmiyim diye. Umarım kışın yiyebileceğim kütür kütür turşularım olur...













9 Ekim 2015 Cuma

Havuçlu Patatesli Çorba


Eylül çorbayı çok seviyor sayılmaz ama ben elimden geldikçe ona sevdirmeye çalışıyorum. Bu aralar Oktay ustaya takılmış durumdayım. Gerçekten keyifle ve merakla tariflerini takip etmeye özen gösteriyorum. Gerçi Digitürk bu aralar oktay ustayla arama girdi ama şükür uydu var da izleyebiliyorum. Tarifler hoşuma gittikçe not ediyorum ve zaman buldukça uyguluyorum. Geçen gün yaptığı bu çorba da çok hoşuma gitti ve denedim. Sonuç gerçekten lezzetli ve kolay bir çorba oldu. Malzemeleri ve yapılışı görünce denemek isteyeceksiniz :) . Biz ailecek çok sevdik hele Eylül bayıldı. Çocuklarınız taneli yiyemiyorsa blenderdan geçirebilirsiniz.

Malzemeler

                                                                1 patates
                                                                1 havuç
                                                                1 tatlı kaşığı sıvı yağ
                                                                 su
                                                                 tuz
                                                                 karabiber

Terbiyesi için;

1 kase yoğurt
Yarım limon
        3 yemek kaşığı un

                                                                         Üzeri için;


Tereyağ
                                                                               Nane

Havuç ve patatesleri resimdeki gibi küçük küpler halinde doğruyoruz. Sıvı yağı tencereye alıp önce havuçları sonra patatesleri soteliyoruz. Sonra 1 litre kadar su ilave edip kaynatıyoruz. patates ve havuçlar yumuşayınca terbiyesini yapıp az az sıcak çorbayı terbiyeye ekleyip kesilmesini engelliyoruz. Terbiyeyi de 1-2 taşım kaynatıp kaselere alınca üzerine yağ ve nane döküp servis ediyoruz. gerçekten güzel ve lezzetli oluyor sağlıklı olması da cabası :)

                                                                  ... Afiyet Olsun ...





4 Ekim 2015 Pazar

Hayvan Hakları Koruma Günü

   




      4 ekim hayvan haklarını koruma günüymüş facebook sayesinde öğrenmiş oldum aslında hayvanlar konusunda oldukça hassasımdır ama böyle günler atlanabiliyor. En temel en basit ama en anlamlı söz " hayvan sevmeyen insan sevemez" her şeyi anlatmaya yetiyor. En başta çocuklarınıza hayvanları sevdirin korkmayın. Eylül'ün sevgisi öyle hoßuma gidiyor ki her hayvanı içine sokacak gibi seviyor umarim hep öyle olur. Dogdugundan beri hayvanla büyüyen bir bebek olduğu için çok şanslıyız. Keşke herkes evine bir hayvan alsa çocuklar miniklerle büyüse... Ben kendimce sokak hayvanlarını beslemeye ve bakmaya çalışıyorum ama sadece dar bir alana yardım edebiliyorum bu yüzden bir kaç tane derneğe yaptığım yardımlarla daha çok hayvan dostuma yardımcı olma imkanı bulabiliyorum. Böylece içim bir nebze de olsa rahatlıyorum.

Genelde http://www.kolaymama.com kullanıyorum ama bazen de sosyal derneklere de bağış yapıyorum.

Bu günün anlamı ve yardım edebileceğiniz uluslar arası kuruluş WWF .... Bu yazıyı okumanızı tavsiye ederim...


4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Günü neden önemli?

Yaşam için gerekli olan hemen hemen her şeyin karşılanmasında doğaya ve onun çeşitliliğine muhtacız. Yaşamımız, bitkilerin ve hayvanların olağanüstü değişkenliği, onların yaşadıkları yerler ve içinde bulundukları ortamlara bağlı.  Ancak doğal kaynaklara yönelik talebimiz sürekli arttığı için bu çeşitlilik tehdit altında.

Bugün, yeryüzünde 7 milyar insan yaşıyor. 2050 yılında ise bu rakamın 10 milyara yaklaşacağı öngörülüyor. İnsanlar çoğalıyor ama bizim dışımızdaki canlı türleri için durum, bunun tam tersi. Hızla artan nüfus, yapılaşma, doğal alanların tahribatı, yasa dışı avcılık ve ticaret, yaban hayatın dengesini bozuyor ve yaban hayatın canlıları bir yok oluşa doğru sürükleniyor. Özetle, biz çoğalırken dünyamızı paylaştığımız diğer canlıların sayısı hızla azalıyor.

Gezegenimize ve barındırdığı çeşitliliğe dair henüz keşfedilmemiş pek çok tür var. Ancak açık olan bir şey var: mevcut değerlerimizi hızla kaybediyoruz. Bu nedenle 4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Günü sadece gözümüzün gördüğü hayvanları değil, yeryüzünde var olan tüm hayvanların da yaşam hakkına sahip olduklarını hatırlamamız açısından çok önemli.

Dünyada türlerin durumu nedir?
WWF; Yaşayan Gezegen Raporu’nda biyolojik çeşitliliği izlemek için Yaşayan Gezegen İndeksi’ni kullanıyor. 2.500’den fazla türü inceleyen Endeks, 1970’den beri biyolojik çeşitliliğin %28 azaldığını ortaya koyuyor.

Örnek verebilir misiniz?
Dünyadan ve Türkiye’den örnek vermek gerekirse; dünyada 1.600 panda, 3.200 kaplan kaldı. Afrika’da fil popülasyonu 470.000-690.000 civarında, ancak insan baskısı, habitat kaybı gibi sebeplerden dolayı sayıları azalma eğiliminde.

Güneybatı Asya’da daha önce çok daha fazla yerde yaşayan ve sayıları yüzbinleri bulan orangutanların yaşam alanı bugün Borneo ve Sumatra ile sınırlı ve popülasyonu 50.000’in altında.

Daha önceleri Avrupa, Asya ve Afrika’da yayılışı olan gergedanların ise ne yazık ki bugün koruma altındaki parkların dışında yaşama şansı çok az. Bir alttür olan Java gergedanı yeryüzünde sadece 50 tane kaldı.

Açık denizlerde kilometreler kat eden ve ülkemizde de yuvalama kumsalları bulunan deniz kaplumbağalarının popülasyonu %20 azaldı.

Akdeniz fokunun tüm Akdeniz’de sadece 500 birey kaldığı tahmin ediliyor. Türkiye’de de küresel ölçekte nesli tehlike altında olan 179 tür bulunuyor. Bu türlerin arasında deniz kaplumbağası, yunus, orfoz, boz ayı gibi türler yer alıyor.

Bu türler günümüzde çoğunlukla gezegenin korunan alanlarında yaşama şansı buluyor. Bu alanların toplamı ise, gezegenin yüzölçümünün sadece %12’sine denk geliyor. Bu kadar küçük bir alan olmasına rağmen hayranlık uyandıran bu canlıların yaşamı tehlike altında ve nesillerinin devamı bize bağlı. Burada, hepimize büyük sorumluluk düşüyor.

WWF, hayvanların korunması için ne yapıyor?
WWF olarak dünyanın dört bir yanında türleri ve yaşam alanlarını koruma çalışmaları yürütüyoruz. Türler hakkında sağlıklı bir değerlendirme yapabilmek için, bu çalışmaların uzun soluklu ve aynı yöntem ile yapılması gerekiyor. Bunun için türü doğal yaşam alanında popülasyon belirleme, araştırma ve izleme çalışmalarını yürütüyoruz. Bunun yanı sıra, yerel sivil toplum kuruluşlarının doğa koruma projelerine hibe desteği veriyor ve doğa korumadaki 38 yıllık tecrübemizi paylaşıyoruz. Yerel sivil toplum kuruluşları tarafından geliştirilen projelere hibe vermekteki amacımız, yöre halkının doğal değerlerini daha iyi tanıması, sahip çıkmasına destek olmak; doğa koruma projelerini ülke genelinde yaygınlaştırmak.

Tür özelinde, WWF-Türkiye; deniz kaplumbağası, yunus, orfoz ve saz kedisi için tür koruma ve izleme çalışmalarını yürütüyor. Bu çalışmalarla yerelde farkındalık sağlıyor; türlere yönelik koruma önlemlerinin alınması için diyalog kurulmasına ve mekanizmaların oluşturulmasına katkı sağlıyoruz.

İnsanlar nasıl destek olabilir?
4 Ekim Günü, insanların hayvanlara sevgisini ve yaşam haklarına olan saygısını göstermelerinin yanı sıra bu konuda çalışan kurumlara destek olmaları için bir fırsat veriyor. Tür koruma çalışmaları uzun yıllar süren, alanda fiilen ve sürekli halde bulunmayı gerektiren çalışmalardır. Bu çalışmaların maliyetleri oldukça yüksektir ve devam edebilmesi için elbette toplumun tüm kesimlerine önemli görevler düşüyor. WWF’te yürütülen çalışmaların, bu canlı türlerini önemseyen insanlar tarafından desteklenmesi çok önemli. Bu sorumluluğu hissedenlerin yaptığı bağışlar çalışmaların devamlılığını güvence altına alıyor.

WWF-Türkiye’nin evlat edinme kampanyasına destek olun!
WWF, 4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Günü’nde nesli tehlike altındaki türleri korumak için yürütülen çalışmalara destek sağlamak amacıyla kişi ve kurumları destek olmaya çağırıyor. İster kendiniz, ister sevdikleriniz adına nesli tehlike altındaki türleri evlat edinerek bu türlerin korunmasına yönelik çalışmalara destek olabilirsiniz.

Bağışlar karşılığında 15 lira için isme özel hazırlanmış e-sertifika, 35 lira için basılı sertifika hazırlanıyor. 75 liralık bağış için ise basılı sertifikayla birlikte seçilen türün oyuncağı ve bilgi notundan oluşan özel evlat edinme kiti gönderiliyor. Kampanya hakkında detaylı bilgi www.wwf.org.tr adresinde yer alıyor.